Yeni Doğan Sarılığıyla Mücadele Hikayesi

Perde Arkası

Bebeğimiz dünyaya geldikten sonra mutlu mesut eve döndük. Fakat dördüncü günden sonra yüzünde hafif bir sararma ortaya çıktı. Bu sararma sonraki günlerde arttı. Zaten doğumdan sonra rutin kontroller oluyor. Rutin kontrol zamanı geldiğinde bebeğimizin sarılık olduğunu öğrendik. Sarılık için topuktan kan alıp bilirubin değerini ölçüyorlar. Buradaki değerlerin önemi büyük yani bilirubin miktarı çok fazla ise bizim durumumuzda olduğu gibi fototerapi uygulanması gerekiyor. Benim mücadele hikayem de burada başladı.

Fototerapi, bebeğe mavi florasan tüplü lambanın altında ışın verilmesi demek. Ara ara ölçüm yapıp seviyesi düşük bir değere geldiğinde yeni doğan taburcu ediliyor. Fakat taburcu olduktan sonra bilirubin miktarı bir süre sonra tekrar artıyor ve tavsiye olarak annenin emzirmesi söyleniyor. Burada hikayeyi biraz bölüp ilginç bir olaya da değinmek gerek. 70’li yıllarda Türkiye’deki doktorlar anne sütünün sarılık yaptığını düşünüyorlarmış. O nedenle yeni doğanları mamaya yönlendiriyorlarmış. Sarılık aslında bebeğin kandaki bilirubini kendi başına zararsız hale getiremeyeği durumda ortaya çıkıyor. Anne sütü veya mama alarak bebek böbreklerini çalıştırıyor ve bilirubini zararsız hale getirip idrar yardımıyla vücuttan uzaklaştırıyor.

Araştırma ve Uygulama

Fototerapi sürecinden sonra bebeğimizin sarılık durumunda bir artma olduğunu hissettik. Hastenedeki ölçümlerde de yüksek çıkıyordu fakat fototerapi pahalı olduğu için belirli seviyenin altındaysa emzirerek geçirilmesi sağlanıyor. Doktorlar genelde bu yönde karar veriyorlar. Fakat her yeni bebeveyn gibi ben de heyecanlandım. Durumumuza üzüldüm ve makaleleri araştırmaya başladım. Türk doktorların hazırladığı https://academic.oup.com/tropej/article/61/2/113/1728355 yayına denk geldim. Hastanede gördüğüm cihaz sadece mavi ışık ve küvez gibi bir yapıdan oluşuyordu ve yapımı bana basit geldi. Sonradan, kullanılan ışık tüplerinden dolayı, cihazın çok pahalı olduğunu öğrendim. Yayındaki doktorlar, geleneksel yöntemlere karşı, led ile düşük maliyetli bir fototerapi öneriyorlardı. Yayında bilirubinin parçalanmasına yardımcı olacak dalga boyu miktarının 430-490 nm arasında olduğu yazılıydı.

Yayın ve referanslarından aldığım bilgilerle evde fototerapi cihazı yapmaya karar verdim. İnternetten şerit ledlerin teknik dokümanlarını inceledim. Aşağıda görüldüğü gibi mavi ledlerin dalga boyu 455-470 nm arasında yani fototerapi için çok uygun.

Bu tip outdoor mavi bir şerit led aldım. Aldığım ledler 12 V ile çalıştığı için adaptör de aldım. Fakat ledleri uygulayabileceğim standım yoktu. Bu nedenle evde ne yapabilirim incelemeye başladım. En sonunda ledleri bir karton kutu üzerine yapıştırıp, kutuyu da vantilatörün kafasına geçirmek suretiyle stand yaptım.

Şekil 1. Fototerapi standı.
Şekil 2. Fototerapinin uygulanması.

Şekil 1’de uygulamanın çalışan hali görülmektedir. Daha sonra fototerapinin etkili olması için bebeğin cildine bu ışık ışınlarının değmesi gerektiğinden Şekil 2’de görüldüğü gibi gözüne koruyucu gözlük takarak(ben tülbent kullandım) ve bebeği soyarak mavi ışığa maruz bıraktım.

Başarısız Sonuç

Fototerapi uygulanırken uygun iklimin yeni doğan için oluşturulması gerekir. Yani soyduğunuzdan dolayı ortamı sıcak tutmalısınız. Aksi taktirde hastalık durumuyla karşılaşabilirsiniz. İkinci olarak sürekli vücut sıcaklık kontrolü yapılmalıdır. Ortam sıcak olduğundan dolayı(ledler çok ısınmıyor ama ortamı ısıttığımızdan dolayı emin olamadık) dehidrasyona uğramaması için de gerek görüldüğü durumda serum verilebilir.

Sürekli vücut sıcaklığını kontrol etmeseniz de evde saatlik aralıklarla yeni doğanın sıcaklığını ölçebilirsiniz. Mavi ışığı da daha önceden yaptığımız şerit ledle sağladık. Fakat beni bu uygulamada rahatsız eden nokta iklimlendirmeyi sağlayamamak oldu. İklimlendirmeyi sağlasam bile dehidrasyon için elimde sadece anne sütü vardı ve yeterli olup olmayacağından emin değildim. Gözünü açmaması için bebeği sürekli gözlem altında tutmak gerekiyordu. Tüm bunları denemeden bu işin zorluklarını fark etmemiştim. Sadece prototip yapmakla olmuyor maalesef. İki saat uyguladıktan sonra bunu sürdürmenin bebeğe zararlı olabileceğini düşündüm. İlkel fototerapimi sonlandırdım.

Geleneksel Fototerapi Cihazları İçin Öneriler

Eski cihazlar küçük revizyonlarla daha kullanışlı hale gelebilir.

Eğer özel tüplerle ledler aynı sonucu veriyorsa mutlaka led kullanılmalı. Çünkü ürettikleri ısı çok farklı.

Led kullanmak bakım maliyetini de düşürür. Kırılma, darbe vs. gibi çevresel tehditlere karşı daha dayanıklı olur

Bebeklerin ateşini ölçmek için sensör var fakat gözünü korumak için sensör yok. Bence ateş ölçmek dışarıdan aralıklarla da yapılabilir fakat çocuk gözünü açmasın diye sürekli kontrol etmek yorucu. Kamera veya basit bir anahtar devresi bile iş görebilir. Belki de yapışkan göz bandı kullanılabilir.

Tüm bunlardan farklı olarak fototerapi yapan giysiler kullanılabilir. Böyle yerli bir ürün vardı sanırım. Yeteri kadar test edildikten sonra kullanılabilir.

Öğrendiklerim

Yeni doğan sarılığı yaşıyorsanız telaş etmeye gerek yok, bol bol emzirmek gerekiyor. Emzirmek yetmiyorsa mama takviyesiyle bebeği beslemek gerekiyor. Yetip yetmediğini ancak annenin sütünü sağarak öğrenebiliyorsunuz maalesef. Yeni doğanlarda tepkiye göre doyup doymadığını anlamak çok zor. Erken doğumların yüzde sekseninde sarılık ile karşılaşılıyor. İlk değilsiniz, son da olmayacaksınız.

Araştırmalarda görülen dalga boyları beyaz florasan ışıkta yeteri kadar olmadığından, yeni doğan sarılığı geçiren bebeğinizi, beyaz florasan ışığı altında uyutmanın hiç bir faydası yok. Hatta zararı var. Tam karanlık ortamda büyüme hormonları salgılandığından dolayı aydınlıkta uyutmanın negatif etkisi olabilir.

Bebeğin üzerine sarı veya beyaz bir örtüler koymanın hiçbir faydası yoktur. Zararı da olmadığı için büyüklerinizi bu konuda kırmayabilirsiniz.

Bebeğin topuğundan kan aldırmak üzücü ve kötü bir işlem, damardan kan vermesi daha da zor. Tübitak bunun için çözüm geliştirmiş. SOBE isimli ürün bilirubin miktarını ölçüyor ve bu doktorlara sarılık hakkında fikir veriyor. Bebeğin topuğunu delmeniz gerekmiyor. Doktorlar mutlaka kullanmalı.