“Zamanın Yeniden Doğuşu” kitabını yeni bitirdim. Yazar kitabı herkes için yazdığını iddia etmiş. İddiasının aksine okunması zor bir kitap olduğunu düşünüyorum. Popüler bilim kitabına özgü açıklıkta değil. Okuyucunun anlamayacağını düşündüğü kavramları açıklamış fakat açıklamalar konuyu anlaşılır kılmaktan uzak. Kitap hakkında kötü bir girizgah olduğunun farkındayım ama ileriki satırlarda bunu düzelteceğim.
Kitap başlangıçta zaman kavramının yaşadığı sürgünü anlatıyor. Doğanın matematiksel olarak modellenmesi, her şeyin dünyanın etrafında döndüğü fikrinin kaybı, güneşin dünyanın tahtına oturtulması. Newton’un fiziğinde boğulan fizik ve fizikçiler. Daha sonra Leibniz’in bakış açısının açtığı yolla birlikte Einstein’ın görelilik kuramı. Zamanın görelilikle birlikte tamamen sürgün edilmesi. Yani kısaca zamanın sistemden nasıl çıkarıldığını adım adım anlatmış yazar. Bununla da yetinmemiş zamanın sistemden çıkarıldığında ne olacağını da felsefi olarak açıklamış.
Bir fizikçi için birinci bölüm bilinen şeylerin tekrarı fakat bir fizikçi bile formüllerin neden olduğu felsefi sonuçları görmeyebilir. Kitabın bence en özgün yanı formüllerden çok fiziğin bize ne söylediğini anlatması. Örneğin Newton’un mutlak zaman ve uzay fikri, John Lock tarafından siyaset kuramında kullanılmıştır. “Parçacıkların konumlarının birbirlerine göre değil de mutlak uzaya göre tanımlandığı düşüncesi, her yurttaşın sahip olduğu hakların değişmez, mutlak adalet ilkelerinden oluşan bir arka plana göre tanımlandığı düşüncesinde yansımasını bulmuştur.” alıntısı bunu iyi şekilde anlatır.
İkinci bölümde yavaş yavaş Newton paradigması, kuantum paradigması ve Einstein paradigmasının neden olduğu sorunlara(evet onu da rahatsız eden fikirler var) değinerek zamanın neden gerekli olduğunu açıklıyor.
Boltzman Evreni mi Leibniz Evreni mi?
Kitapta uzun bir şekilde bu ikisine yer vermiş. Boltzman evreni aslında Marvel’de sık sık dile getirilen paralel evrenlere neden olur. Yani sizin sonsuz sayıda farklı seçim yapabilen benzerleriniz oluşur. Çünkü oluşması için sonsuz zaman vardır. Sonsuz zamanda sonsuz olasılık oluşabilir. Süper kahramanların domuzdan olduğu uzaylar düşünün, gerçi düşünmenize gerek yok Marvel düşünmüş zaten.
Yazara göre kainattaki ve dünyadaki geri besleme mekanizmalarının karmaşık sistemler oluşturması evrenin bir Boltzmann evreninden çok Leibniz evreni olduğunu gösterir.
Yazar kitapta mutlakiyet arayışlarının fiziği tıkadığını söylüyor. Mutlakiyet arayışları ona göre bilim dışı bir sapmaya neden oluyor. Zamanı ve değişimi denkleme katarak kozmolojiyi bilim dışı bir sapmadan kurtarabiliriz diyor. Kendisi zamanla kainatın evrimini öne sürüyor. Bu nedenle değişim kaçınılmazdır ve sonsuza dek yenilenecek bir sürece sahibiz diyor.
Kitap çelişkilerden besleniyor. Bu da okurken insana zihin jimnastiği yaptırıyor. Bilimde hiçbir şeyin kesin olmadığını tekrar tekrar gösteriyor. Belirsizliklere karşı hayal gücümüzü kullanarak çeşitli savlar ve yaklaşımlar oluşturduğumuzu söylüyor yazar.
Sonuç olarak başta saydığım olumsuzluklara rağmen bu kitap, her bireyin baştan sona okuması gereken bir kitap. Okurken inanılmaz keyif aldım. Kitabı okumak benim cehaletimi artırdı. Tüm Türkiye’nin buna ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.